1 Nisan 2014 Salı

minik

Avuçlarımın içinde kocaman bir adamın elleri var.. Çok önemli bir sınava beraber gidiyoruz. Dev gibi bir adam, ama o kadar minnoş ki.. Zaten lakabı da ''minik''.. O sert güçlü görüntüye tezat yüzündeki daimi gülümsemesi. O yüzden çok seviliyor işte..

Dalıp gittiğim uzaklardan, günlerdir uyanamadığım kabusa, o ana geri dönüyorum. Hala yoldayız, gözlerine bakıyorum, artık endişeli bakıyor hayata..Kahroluyorum...Günlerdir uyku girmemiş gözlerime.. Titreyerek sabahları beklediğim günlerdeyim..Kuytu köşelerde bile ağlamak yasak..Ama sen güçlü olmak zorundasın diyorlar, sana güveniyor çünkü..Dişlerimi sıkıyorum ağlamamak, bağırmamak için. Gülümsüyorum, güçlü olmak zorundayım çünkü.

Elleri avucumda, o an o kadar bambaşka yerlerdeyiz ki ikimizde..O belirsiz geleceğe bakıyor, ben ise güzel geçmişimize..Güzel derken, üçte biri kavgayla dolu bir geçmiş..Neden o kadar çok dövüşürdük, neyi paylaşamazdık bilmiyorum, fakat sonu hep aynı biterdi kavgaların. Bendeniz bir yerlerine patlatır, sonra canı acıyınca da ''kardeşimmm'' diye ağlardım. Sarılır barışırdık. Böyle bir 10 sene geçti, boyu uzadığından mıdır bilmem, bir süre sonra ben daha barışçıl yaklaşmaya başladım ilişkimize. Ne zamandan sonra birbirimize bu kadar düşkün olduk, bilmiyorum. Küçükken o korkar saklanırdı arkama köpek görünce, sonra ben kaçtım arkasına, her korktuğumda. Hastalandığımda, benden fazla endişelendi hep.. Ameliyat oldum, kapısında o bekledi, günlerce tedaviye götürdü, saatlerce bekledi beni. Artık koşucam deyip sahile indiğimde, düşerim diye, gizlice takip etti.. Pilates çok iyi geliyor dedim, yalnız bırakmamak için benle beraber o da başladı, o cüsseyle, tüm garip bakışlara rağmen hem de.. Ne zaman bir sorun olsa ilk birbirimizi aradık, sorgusuz sualsiz hemen koştuk geldik. Kocaman adamsın, bana yolda abla diye bağırma, hem annem niye abla dedirtmiş ki, aramızda sadece 1 yaş var diye kızdığımda, iyi ki varsın ablam dedi..

Elimi sıkıyor, geldik diyor. Kaldırıyorum başımı, gelmişiz, o kağıt, artık çok yakında. Bakıcam ve herşey normale dönücek diye beklediğim kağıt. Çıkmıyor arabadan, sen al diyor, sonra ekliyor, iyi ki varsın ablam..

Telaştan okuyamıyorum, anlaşılmaz tonla şey yazıyor zaten.. Çat pat anladıklarım da bana yetiyor. Arabaya biniyorum, o benden daha sakin. Elini gene tutuyorum.

''Beraber düştük, beraber çıkıcaz..''